RENK

Renk, minerallerin fiziksel özellikleri arasında ilk başta ve en kolay gözlenen özelliğidir. Ayrıca bir çok mineral için karakteristik bir özellik olup minerali tanıtan kriterlerden biridir. Birçok mineralin rengi değişik olabilmektedir. Şek. 6.7. Renklerin üç farklı birimle gösterildiği spektrum. Bölüm 6,Fiziksel Özellikler 113 Renk, gözümüzün elektromagnetik spektrumdan “görünen ışığı” görebilmesi ile ilgilidir. Görünen ışık, bu spektrumun yaklaşık olarak 350 – 750 nanometre (1 nm = 10 angström) aralığındaki dalga boylarını kapsar
Işığın yoğun bir madde ile etkileşmesi sonucunda meydana gelen yansıma, kırılma, yayılma ve emilme (absorbsiyon). Emilen ışığın bir kısmı floresans olarak yeniden yayılabilir. Beyaz ışık bir mineralin yüzeyine çarptığı zaman; mineralden geçer, saçılır, yansır, kırılır veya mineral tarafından emilir. Işığın kısmen saçılması ve yansıması, mineralde cila özelliği olarak algılanır. Geçen ışık mineral tarafından emilmezse (absorbsiyon) bu mineral yansıyan veya geçen ışıkta renksiz görünür. Mineralden geçen ışığın belirli dalgaboyları emilebilir. Geriye kalan ve mineralden geçip göze ulaşan dalgaboylarındaki ışınların kombinasyonu bir renk olarak algılanır. Örneğin beril; bileşimindeki Fe3+ ve Cr3+ gibi kromofor (renk meydana getirici) geçiş elementleri, H2O ile CO2 gibi moleküllerin varlığı ve kristal kafesindeki titreşimlerin neden olduğu absorbsiyonların sonucunda renkli görünür. Bir atomda farklı kabuklarda ve yörüngelerde bulunan elektronların, birbirinden farklı ve belirli enerji seviyeleri vardır. Elektromagnetik bir ışın bir malzeme ile etkileşince, dalga boyları elektron seviyeleri arasındaki enerji farkına eşit olan ışınlar emilir ve bu elektronlar bir seviyeden başka bir seviyeye sıçrarlar. Renkli minerallerde belirli elektron seviyeleri arasındaki enerji farkı, görünen ışığın dalgaboyları aralığındandır. Bu nedenle beyaz bir ışık minerale çarptığı zaman belirli dalgaboyları emilir (yani spektrumdan çıkar), bu da elektronların bu seviyeler arasında sıçramasına neden olur. Elektronlarla ilgili olan ve minerallerin renkli görünmesine neden olan başlıca olaylar; kristal alan geçişleri, moleküler yörünge geçişleri ve renk merkezleri olarak sınıflandırılırlar. Kristal alan geçişleri, “geçiş elementlerinde” kısmen dolu olan 3d yörüngeleri arasındaki elektron geçişleridir. Bu geçişler genellikle; Ti, V, Cr, Mn, Fe, Co, Ni ve Cu gibi geçiş elementlerinin bulunduğu minerallerde meydana gelirler. Bu elementlerde kısmen dolu olan 3d yörüngeleri görünen ışığın enerjisiyle kolayca uyarılabilirler. Bu tarzdaki elektron geçişleri renk oluşmasının esasını meydana getirirler. Moleküler yörünge geçişleri, bitişik iyonlar arasındaki valans elektronların ilerigeri geçişleri ile meydana gelirler. Bitişik iyonlar tarafından ortak olarak kullanılan bu elektronlar molekülün ortak yörüngesine aittirler. Bunlar, molekülü meydana getiren atomlardan herhangi birinin valans elektronu konumundan çıkmış haldedirler. Moleküler yörünge geçiş örneklerine birçok mineralde rastlanabilmektedir. Örneğin Fe2+→ Fe3+ yük transfer geçişinde, A konumundaki Fe2+’den B konumundaki Fe3+’e bir elektron geçer. Böylece Fe2+ (A) + Fe3+ (B) ↔ Fe3+ (A) + Fe2+ (B) eşitliğine göre A konumunda Fe3+, B konumunda ise Fe2+ meydana gelir. Terslenebilen bu elektron sıçrama hareketlerinin enerjisi genellikle görünen ışığın dalga boylarındadır. Birçok mineralde görülen kuvvetli mavi renk bu geçişlerle ilgilidir. Örneğin, glokofan (mavi amfibol), disten (genellikle mavi) ve safir (korundun mavi renkli mücevher türü) bu duruma ait örneklerdir.
Renk, mineral yapısındaki kusurların bir sonucu olabilir. Bazı yapısal kusurlarda hapsedilen ve herhangi bir birey atoma bağlı olmayan bir elektron, renk meydana getirebilir. Bunun yanında bir elektronun eksik olması, yani bir deliğin varlığı da aynı etkiyi yapar. Bu tipteki yapısal özelliklere renk merkezleri denir. Lacivert renkli floritin (CaF2) rengi, yapısındaki kusurlardan kaynaklanır. F– iyonları ağında meydana gelen bu kusurlar;
1) F– iyonunu yerinden söküp yapıdaki başka bir konuma yerleştiren yüksek enerjili radyasyon (X-ışınları),
2) Floritin aşırı miktarda Ca’un bulunduğu bir kimyasal ortamda büyümesi,
3) Bir elektriksel alan etkisiyle bazı F– iyonların kristalden çıkartılması gibi sebeplerden kaynaklanır.
Ancak yapının nötr kalması gerektiğinden, boş kalan yerde genellikle bir elektron bulunur ve bir “elektron renk merkezi” meydana gelir. Bu elektron, çevresindeki herhangi bir çekirdeğe bağlı değildir. Elektronun komşu iyonların yörüngeleri arasındaki hareketi, renklenme ve optik floresans meydana getirir. Bazı kuvars kristallerinde görülen duman rengi bir “delik renk merkezi” ile ilgilidir. Bu kuvarslarda bir miktar Al3+, Si4+’un yerini almıştır. Elektriksel nötralizasyonu sağlamak için, kafes içinde bazı Na+ veya H+ iyonları da bu yer almaya eşlik ederler. Tetraedral konumdaki Si’un yerine Al’un yer aldığı bu kuvarslar, birkaç dakika şiddetli X-ışınları, gama ışınları veya uzun jeolojik dönemler boyunca düşük dereceli radyasyon etkisi altında kalırlarsa “delik renk merkezleri” meydana gelir. Radyasyon, Al3+ iyonuna bitişik olan oksijen atomunun ait elektron çiftinden bir elektronu çıkartır ve yörüngede tek bir elektron kalır ( Eksik elektrona delik denir. Geride kalan elektron da florit örneğinde olduğu gibi komşu yörüngelere sıçramalar yapar.
Bir mineralde renklenme meydana getiren bir başka sebep de minerale mekanik olarak karışan safsızlıklardır. Bu safsızlıklar, aslında renksiz olan bir minerale çeşitli renkler kazandırabilirler. Örneğin, içinde çok ince ve saçılmış durumda klorit içeren kuvars yeşil renkli, mangan oksit veya karbonun varlığı nedeniyle kalsit siyah renkli olabilir. Hematit en yaygın renk verici bir safsızlık olup birçok minerale kırmızı renk verir.
Süstaşlarında Hızlı Renk Klavuzu
Bir GEMSTONE renk onun en belirleyici ve tartışmasız bir taş en önemli özelliğidir. Taş rengine bağlı karar verirken dikkate almanız gereken renk , tonve doygunluk .
|
|
|
|
Doygunluk S aturation (aynı zamanda kroma veya yoğunluğu olarak da bilinir) bir renk miktarına değinmektedir. Doygunluk en önemli renk derecelendirilmesi faktördür. Doygunluk görselleştirmek yardımcı olmak için, bir bardak su düşünün. Yavaş yavaş mavi mürekkep cam suya eklenir. Renk yavaş yavaş daha derin bir mavi olacak. Diğer bir deyişle, satürasyon su mürekkep miktarı ile orantılı bir şekilde artar. Bir örnek bir olacağını yakut olasılıkla olabilir gibi kırmızı oldu. Bu yakut , maksimum doygunluğu elde etti. Pembe olası hafif gölge ile bir yakut en az doygunluk mümkün. Olurdu Ton T , o yardım görselleştirmek sesi iki gözlük her su dolu düşünün. Her bardağa renkli mürekkep iki damla ekleyin. İki gözlük şimdi aynı renk ve tona sahip olacak. |
|
|
